İlim Kültür Tarih ve Teknoloji Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi
34 yıl önce küçük bir kırtasiye dükkanından İzmit’e gidip gelerek haftalık yayınlanmaya başlayan Gebze Gazetesi, bugün Türkiye’nin sayılı yerel gazeteleri arasında yer alarak istikrarlı yayınlarını başarılı bir şekilde sürdürüyor. Basın İlan Kurumuna kayıtlı, resmi ilan yayınlamaya yetkili 200 gazete fazla arasında en fazla okunan ve tirajı olan gazeteler arasında ilk 30’da yer almanın hakkı gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
BUGÜNLERE KOLAY GELİNMEDİ
Tarihler 25 Mart 1985…Gebze Hükûmet caddesinde küçük bir kırtasiye dükkanı ve gazetecilik serüvenimizin başladığı tarih. Gebze’de büyük çapta gazete basacak matbaa yok. İzmit’te bugün rahmeti rahmana kavuşan Selahattin Telser’in Hürsöz Gazetesine gidip, Merhum Telser ile haftalık gazete çıkarmak üzere anlaşıyoruz. Her hafta İzmit’e gidip gelmek suretiyle büyük boy 50×70 ebadında bastığımız gazetenin bizzat dağıtımını yaptığımız yıllar.
O günlerde gazete yayımlamak oldukça zor. Teknoloji oldukça gerilerde. Bugün İletişim Fakültesi mezunlarının bile o günkü teknolojiyle ilgili adını bile hatırlamadıkları entertip dizgi makinaları, elde dizilen gazeteler, yarı otomatik makinalar, fotoğrafların gazeteye basılması için İstanbul’da basılan resimlerin klişe olarak gazeteye basılması her biri başlı başına bir merasim, bir sıkıntıydı.
O yıllarda ne mail, ne dijital ortam ne de gelişmiş Teknoloji vardı. Haberler önce basın toplantılarında not kağıtlarına yazılıyor, ardından daktilonun karşısına geçilip daktilo da yazılıp entertip mürettibine veriliyor. Mürettip matrislere döküp, potadaki kurşunlardan gazete satırlarına geçiyor, daha sonra da yarı otomatik makinalarda gazeteler çıkıyordu.
SEKA’DAN KAĞIT TAHSİSİ
O günlerde gazete kağıdı bulmakta oldukça zordu. Bugün park olan İzmit’te ki Seka fabrikasında valilikten yazı alıp, gazete kağıdı tahsisi aldığımız günler. SEKA’nın koridorlarında koşuşturmamız ve SEKA kağıt fabrikasının devasa bobinlerle çalışmaları, fabrikadan kamyon ve tırlarla Türkiye’nin dört bire tarafına giden gazete kâğıtları…Bu muhteşem fabrikayı sanki dün gibi hatırlıyorum.
GAZETENİN GEÇİRDİĞİ EVRELER
Hiç bir sıkıntı bizleri gazetecilik sevdasından vaz geçirmedi. Teknoloji yakından takip ettik. Hiç unutmuyorum. 1987 yılında artık İzmit’ten kurtulup Kendi tesislerimizi Gebze’de oluşturduk. Entertip dizgi ve baskı makinaları almıştık. Haftalıktan günlük yayına geçip istikrarlı yayınımızı sürdürüp 90’lı Yılların başında kendi mülkümüz olan matbaa tesislerinde yayınımıza devam edip, 1993 yılında Gebze’nin ilk radyosu olan Gebze FM i kurarak radyo yayıncılığına geçtik. Vasıflı ve resmi ilana kayıtlı ilk gazete olarak, Başbakanlık BYEGM tarafından sarı basın kartı almak suretiyle gelişmemizi sürdürüp, istikrarlı yayın çizgimizden hiç sapmadan bugünlere gelirken medya sektöründe ki gelişmeleri de hep yakından takip ettik. Medya sektöründeki STK’larla hep iş birliği yapmış, Gebze’den kopmadan ulusal ve Uluslararası düzeyde medya sektörünü tüm gelişmelerini benimsedik.
GAZETE EMİN ELELERDE
Zaman geçtikçe medya sektöründeki gelişmelerde çok önemli olaylar oldu. Özellikle TV yayıncılığı büyük ilgimi çekti, yazılı medyadan belgeselciliğe geçip, Gazeteciliği bu alanda sürdürmeye karar verdiğimde Gazeteyi bizden daha iyi yerlere taşıyacak kardeşim Yunus Kahraman’ın yönetimine gazeteyi bırakıp, belgeselcilik alanında yurt içi ve yurt dışı belgesel çekimlerine önem vermeye başladık. Artık gazetemiz emin ellerdeydi ve istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürürken değişik alanlarda da kültürel çalışmalar, sosyal medya ve etkinlikleriyle başarıdan başarıya koşarken bizde mutluluk ve heyecanla Gazetedeki gelişmeleri hem yakından takip ediyor hem de ulusal ve uluslararası düzeyde belgeselciliğimize ağırlık veriyoruz.
BELGESELCİLİKLE BİLGİLERİMİZİ PAYLAŞIYORUZ
Gebze’den hiç bir zaman kopmadık ve kopmayı düşünmüyorum. Gebze’den kopmadan ulusal ve uluslararası düzeyde TV belgeselciliği yaparken bu çalışmaları her gün ara vermeden gazetemizin ikinci sayfasında “Belgeselcinin Not Defteri”adıyla sizlerle paylaşıyorum. 80’e yakın ülkeye giderek araştırmalar ve belgeseller çekmekte, toplantı konferans ve seminerleri takip etmekte, ulusal ve uluslararası düzeydeki sempozyumlara bildiriler sunmaktayım. 3 yıl önce değişik STK’lardan arkadaşlarımızla birlikte Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu’nu oluşturup, Türk Dünyası Gazeteciler şuraları düzenlemekte, Türk Dünyası Belgesel film Festivalleri organize ederek Kültür ve Medeniyet tarihimize hizmet etmenin gururu ve mutluluğunu yaşamaktayım. Bu çalışmalar yorucu olduğu kadar insana heyecan vermekte. Bilgi sahibi olmaktayız ve bilgilerimizi başkalarıyla da paylaşarak bilgi erişmekte önemli çalışmalara imzalar atarak kubbede hoş seda bırakmaya çalışmaktayız.
BİNLERCE DOKÜMAN VE BİLGİ ARŞİVİ
Gazetecilik ve Belgeselcilik demek bilgi ve belge arşivine ahşap olmak demektir. Gazetemiz 34. Yılında. Ancak bizim Gazeteciliğe amatör başladığımız zaman ise 43 yılı bulmakta. 43 yıllık gazetecilik bilgi ve birikim ve arşivlerimi hep topladım. İlk çektiğim fotoğraf ilk satın aldığım fotoğraf makinası, kitaplarım, yazılarım, çektiğim belgeseller devasa bir arşiv oluşturdu. Son yıllarda bu arşivin nasıl muhafaza edileceğini bu arşivin tarih ve kültür araştırmacılarının hizmetine nasıl sunulacağı konusunda kara kara düşünmeye başladım. On bine yakın kitap ve dergi arşivi on binlerce fotoğraf, yüzlerce saat belgesel video görüntü kayıtları ile çok geniş ve önemli kültür tarih ve bilgi arşivi oluşmuş. Bu arşivler mutlaka gelecek kuşaklara aktarılması için ne yapılabileceği üzerinde karar kara düşünürken bunların kurulabilecek bir vakıfla gerçek anlamda muhafaza edilip kültür ve medeniyet tarihimizin hizmetine sunulabileceği üzerinde fikir sahibi oldum.
34. YIL KÜLTÜR HİZMETİMİZ İKTAV VAKFI
43 yıllık gazetecilik birikimimizi bilgi belge ve görüntü arşivlerimizi gelecek kuşaklarla aktarabilmek için son 4 yıldır bir vakıf kurma gayreti ve çabası içindeyim. Uzun ve zor bir süreç yaladık. Kolaylaştırılmasına rağmen gerçekten çok zor şartlarda kurulan ve hiç bir kimseden yardım talep etmeden kendime ait bir gayrimenkulü sermaye olarak vakfa bağışlayıp İlim, Kültür, Tarih ve Teknoloji Vakfı adıyla aile vakfı kurmak için 4 yıl önce başladığımız çalışma nihayet meyvelerini verdi. Uzun uğraş ve çabalar sonucu 21 Mart 2018 tarihinde İKTAV vakfını kurarak 43 yıldır gazetecilik ve belgeselcilik birikimimi arşivimi bu vakfa bağışladım. Bugün 120 metrekarelik yerde bulunan bu arşiv önümüzde ki dönemde daha bir genişletilerek arşivimizde ki bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylaşıp araştırmacılara Akademisyenlere, ilim adamlarına hizmet edecek hale getirmek en büyük idealim. Bu konuda çalışmalarım sürüyor. 34 yıllık gazete arşivimizin türü bu vakıf sayesinde gelecek kuşaklara aktarılacak bu bilgi ve birikim kültürümüzün hizmetinde olacaktır. Uzun bir kuruluş sürecinin başarıyla neticelenmesi tüm yorgunluklarımızı unutturdu. Kuruluş senedimiz Resmi Gazetede yayınlanarak resmiyet kazandı.
BAKİ KALAN KUBBEDE HOŞ BİR SEDA
Evet zaman ne de hızlı geçiyor. Gebze Gazetesi’nin kuruluş yılları üzerinden 34 yıl geçmiş. Gazetecilik mesleğine başladığımız yılın üzerinden de 43 yıl. Geriye doğru baktığımda geçtiğimiz zamanı bir huzur ve mutluk içerisinde başarıdan başarıya kendiyle yarışan Kültür ve Medeniyet tarihimize hizmet edecek eserler ortaya koyarak geçtiğimiz yılları anlamlı hale getirmeye çalıştık. Gerçekten zaman hızla geçiyor. Ömür kısacık. Hayatta bir çok şeyler yaşıyorsunuz. Ama geriye doğru baktığımda iyi ki Gazetecilik yapmışım, iyi ki belgeselci olarak Gazeteciliğimi devam ettiriyorum. Zaman ne kadar hızla geçerse geçsin gök kubbede hoş sedalar bırakmak gerekiyor. Baki kalan Gök Kubbede hoş seda bırakmak imiş. Bu duygu ve düşüncelerle Gazetemizin Kuruluşu’nun 34. Yılını kutluyor, bizlerden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen vefalı okurlarımıza teşekkür ediyorum.